Sayfalar

18 Aralık 2016 Pazar

BİTİŞLER...

Bu aralar hepimizin sözleri tükendi sanki bu yıl da biterken. Acaba bilindik bir yıl sonu ve bitiş psikolojisi mi bu yaşadığımız yoksa gerçekten bir sona mı yaklaşıyoruz demekten kendimizi alamadığımız zamanlar yaşıyoruz hep birlikte. Doğru bildiğimiz her şey tüm insanlık adına bu derece zorlanırken, burada hala "pozitif"te kalmak adına çabalamak size de bazen saçma mı geliyor? Aslında düşünürsek "negatif"te yaşamak kadar enerji istemediği kesin diye düşünüyorum. Tüm o karanlığın, kalp çarpıntıları ve panikle korku hislerinin midemize yer etmesine belki zamanla alışıp bunu da kişiliğimiz olmasına bağlıyoruz sanırım. Oysa negatif duygumuzu farkettiğimizde yüzümüze bir gülümseme yerleştirir yerleştirmez beynimizi ve bilinçaltımızı aslında mutlu olduğumuza inandırmanın bu kadar kolay olduğu bizlere devamlı söylenirken, neden hala bize dışarıdan ve içeriden oynatılan karanlık filmleri izlemeye devam ediyoruz ki? Filmimizin yönetmeni ve oyuncusu olmak bizim elimizde değil mi? Bunu yaparak o filmin görüntülerini, konusunu, sonunu değiştiremez miyiz?
 O halde düşüncelerimizin bizi istemediğimiz bir kişiye dönüştürmesine izin vermek yerine, duygularımızı izleyip  o anda farkındalık oluşturmak ve sadece bakışımızı değiştirmek, yaşamımızı yeniden yaratmak anlamına geliyorsa ve aslında bu denli basitse neden bugün ve şimdi değil de daha sonra ya da yarın?
 İmkansız mı? Nedir imkansız olan?
 Çok mu zor? Kime göre?
Bir olaya bakış açınız olayın gerçekliğini değiştirir. Hadi kendimize ve gücümüze inanmakla başlayalım mı? Mutluluk ve iyilik bulaşıcıdır :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder