Sayfalar

8 Ocak 2017 Pazar

MÜKEMMELİYETÇİ OLMAK HER ZAMAN KÖTÜ MÜDÜR?

Önceki yazımda mükemmeliyetçi (perfeksiyonist) olmanın sahnede bizi nasıl olumsuz etkileyebileceğine değinmiştim. Bugün biraz da olumlu yönlerine bakalım istiyorum.
Mükemmeliyetçi kişilerin en önemli pozitif özellikleri içinde alanında önemli ve büyük isimlerle çok fazla ortak yönlerinin olmasını söylemeliyim. Ünlü olsun olmasın, iki tarafın da harika çalışma yöntemleri ve alışkanlıkları vardır. Öğrenme, yeniliklere açık olma, kendini geliştirip eğitme, analiz ve kritik etme konularında kendilerine yaklaşımları yönünde motivasyonları her zaman yüksektir ve kendilerine karşı hoşgörülüdürler. Büyük bir gayretle en iyi olmak için çalışırlar. En önemlisi de kendilerine yüksek hedefler koymaları ve vasat olmayı asla kabul etmeden kendilerini bu hedeflere adamalarıdır. Bu özellikler bir sahne sanatçısı ya da adayı için çok büyük artılardır.
Ancak mükemmeliyetçiliğin olumsuzluğa dönüp sanatçıyı geriye çektiği yer, içindeki eleştiren ve düzelten sesi sahnede ya da performansı sırasında da susturamamasıdır. Bu ses aslında hazırlık ve çalışma sürecimizde bize en yakın dostumuz olarak çok fazla hizmet ederken, performans sırasında tam anlamıyla bizi sakatlar. İşte burada mükemmeliyetçi icracılar ve  büyük  isimler ile olan benzerliklerin yanı sıra bize yol gösterecek aramızdaki en önemli farklılıkları görmeliyiz. Bu hayran olduğumuz sanatçılar harika bir çalışma ve hazırlık planına ve buna eşlik eden bir zihin yapısına sahip olsalar bile, kendilerini eleştirmeyi ve düzeltmeyi bir kenara bırakarak, sahnedeki deneyimlerine odaklanır ve en önemlisi hazırlık ve çalışma süreçlerine "güvenirler".  Yüksek hedeflerine olan bağlılık ve motivasyonları, teknik olarak "çalışma odalarında" geçirilen zaman için geçerlidir. Sahnede ve performans sırasında ise büyük beklentilerden, kendilerine karşı katı ve hoşgörüsüz olmaktan kaçınırlar.
Eğer mükemmeliyetçi iseniz ve performansınızın ya da mükemmel olmak adına izlediğiniz yolun sizi mutlu etmekten çok uzak olduğunu düşünüyorsanız, "performans" ve "sahnede olmak" fikrine yaklaşımınıza ve bu konudaki alışkanlıklarınıza göz atmanız gerekebilir sevgili arkadaşlar. Kendime sorduğum soruları siz de kendinize sormak isteyebilirsiniz.
*Bugüne dek bildiklerim ve uyguladığım yöntemler bana hala hizmet ediyor mu?
*Gerçekten tekniğimi geliştirmek için bu denli sıkı çalışmama mı yoksa performansa yaklaşım fikir ve inanışlarımı değiştirmeye mi ihtiyacım var?
*Sonuçta önemli olan başkalarını mı yoksa kendimi mi memnun etmek?

Kişiliğine ve tabi ki cellistliğine hayranlıkla saygı duyduğum büyük usta Rostropovich'in sözü benim için çok önemlidir. "Teknik zorluk ve yetersizlikler ve yeni fikirlerim olmasını, mükemmel teknik ve hiçbir fikrim olmamasına yeğlerim." Tabi ki bunu onun kadar "mükemmel" birinin ağzından duymak sizi de benim gibi gülümsetmiş olabilir. Ancak ben buradaki yaklaşımın kıymetine vurgu yapmak istiyorum. Bence bu yaklaşım ve zihin yapısı onun kendine koyduğu hedefler yolunda bizim bilmediğimiz bir çok blokajı kaldırarak kendisine başarıyı ve teknik mükemmelliği getirmiş olmalı diye düşünüyorum. Ancak bunu söylerken de (onun nasıl çalıştığını gözlemlemiş bir cellist olarak) asla çalışma yöntem ve süreçlerini de gözardı etmiyorum elbet. Teknik kolaylığa erişmenin kendimize olan güven ve başarı oranımızı tabi ki artırıp yükselteceğine şüphe yoktur.
Mükemmeliyetçilerle ilgili bir başka konuya getiriyor bu da bizi, ki o da kendi değerimizi belirlemektir. Bu kişiler umutsuzca başarılı olmak isterler, çünkü onlara göre kendi değerleri performans başarılarına bağlıdır. İyi performans sergilemeye gerçek ve duygusal anlamda büyük yatırım yaparlar. Ancak biraz sahne tecrübeniz varsa sizin de bildiğiniz gibi, tekniğinizi geliştirmek adına ne kadar emek harcarsanız harcayın bunu "sabit"lemenin hiçbir yolu yoktur bizim mesleğimizde. Asıl mesele performans sırasında sizinle konuşan ve sizi kritik eden sesin, korku ve yanlış inanışlarınız olduğunu keşfedip, onu susturabilmeyi öğrenerek kendinize olan güveninizi artırmak olacaktır.
Bu konuda zorluklar yaşayanlardansanız lütfen bana yazmaktan çekinmeyin. Sizlerin yorum ve deneyimlerinizi dinlemek ve paylaşmak beni mutlu eder her zaman.

Sevgiyle kalın.

3 Ocak 2017 Salı

SAHNEDEKİ HATALARIMIZDAN NELER ÖĞRENEBİLİRİZ?

Bir konser ya da odisyon sırasında yaptığınız hataların etkisinden kurtulmakta zorlanıp, sahne üstünde geri kalan zamanınızı bu hatanın etkisiyle geçirerek kendinizi güvenli kalmak adına bloke mi ediyorsunuz? Yaptığınız hatalar dikkatinizi dağıtıp oraya takılı kalmanıza neden oluyor, canınızı acıtıp sizi etkisi altına alıyor ve o anda kalmanızı engelliyor mu? Profesyonel bir Cellist arkadaşımın sözlerini aktarayım size o halde. "Bir hata yaptığımda, ezberimi unuttuğumda ya da  entonasyonum bozulduğunda genellikle telaşlanıp konsantrasyonumu kaybetme eğilimim var. Genellikle bu olduktan itibaren tedbirli olmak adına kendimi geri çekerim ve saklanmaya çalışmak aslında daha çok hata yapmaya başlamama sebep olur. Konser genel olarak ne kadar iyi gitmiş olursa olsun tek düşünebildiğim yaptığım hatalar olduğu için de  sonrasında hissettiğim büyük bir hayalkırıklığıdır."
Bütün sahne sanatçıları tabi ki iyi bir performans sergilemek isterler. Günler, aylar süren tüm çalışmalarımız ve çabamız bunun içindir elbette. Ancak aynı zamanda aslında hepsi hatalar da yaparlar. (Zihin Yapıları ile ilgili önceki yazıma göz atarsanız bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.https://safakeriskin.blogspot.com.tr/2016/12/hangisi-sizsiniz.html ) Bazı sanatçılar sahnede daha çabuk kendilerini toparlayabilirken diğerleri "iyi" performans sergilemeye o kadar odaklıdırlar ki yaptıkları hatalar içten içe özgüvenlerini baltalarken gelecekteki performanslarını dahi etkiler.
Oysa ki hatalar, öğrenme sürecimiz için çok gereklidir. Hata yoksa öğrenme ve gelişme de yoktur aslında. Sahnede "güvenli ve güvende" olmaya çalışmak, sonrasında duygusal ve zihinsel olarak kendimiz geri çekmek, hatalarımız için sürekli bahaneler aramak bizi hiçbir yere götürmez. "Kendimize rağmen" güvenli alanımızdan çıkıp, yapabileceğimizin en iyisine odaklanarak ne olursa olsun devam etmek sahnede olmanın gerçeğidir. Ana fikir hatalarımızdan korkmak değil, ders almaktır.
Performansınızı değerlendirirken hatalarınız konusunda kendinize şu soruları sormanız, bunlardan ders çıkarmanızı sağlayacaktır.

*Neyi daha farklı yapabilirdim?
*Bundan ne öğrenebilirim?
*Bu durumdan bana bir dahaki performansımda yardımcı olacak ne ders çıkarabilirim?

Unutmayın sevgili arkadaşlar, yaşamda da olduğu gibi sahnede de yapılan her hata gelişip öğrenmemiz ve daha iyi bir icracı olmamız için birer fırsattır. Yeter ki hatalarımıza nasıl yaklaşabileceğimizi bilelim.